HALLUKS VALGUS

HALLUKS VALGUS
HALLUKS VALGUS

Halluks valgus (HV) gün geçtikçe artan sıklıkta görülmeye başlanan, tedavisiz kalması durumunda hastaların günlük aktivitelerini ve hayat kalitelerini bozan, kozmetik problemler yaratan ilerleyici bir rahatsızlıktır
HV baş parmağın ekseninin birinci metatarsın eksenine göre dış yana doğru olan açılanmasının artışını tarif eden klinik bir tanıdır. “Bunion” terimi sıklıkla aynı anlamda kullanılsa da birinci metatars başının mediyalinde oluşan ağrılı şişliği tanımlamak için tercih edilmelidir.

Ancak altta yatan sebepleri intrinsik ve ekstrinsik olarak sınıflamak mümkündür. Ekstrinsik en önemli sebep ayakkabı tercihindeki problemler olarak gösterilmiştir.5 Özellikle dar ayakkabı kullanımının HV etyolojisindeki yerine dair birçok yayın mevcuttur.6-8  İntrinsik sebepler incelendiğinde ise; herediter, kalıtım, pes planus, metatarsus primus varus, birinci metatarsın uzun olması, birinci MTC eklemin hipermobilitesi, kas imbalansı, uzun başparmak, nöromusküler bozukluklar, birinci MTF eklemde inflamatuar ve metabolik rahatsızlıklar olarak sıralanabilir.

 

Bu faktörler bunyon riskinizi artırabilir:

Yüksek topuklu. Topuklu ayakkabılar giymek, ayak parmaklarınızı ayakkabınızın ön kısmına zorlar ve genellikle ayak parmaklarınızı sıkar.
Uygun olmayan ayakkabılar. Çok dar, çok dar veya çok sivri ayakkabılar giyen insanlar bunyonlara karşı daha hassastırlar.
Romatoid artrit. Bu enflamatuar rahatsızlığa sahip olmak sizi bunyonlara karşı daha duyarlı hale getirebilir.
Kalıtım. Bunyon geliştirme eğilimi kalıtsal bir yapısal ayak kusuru nedeniyle olabilir.

Halluks Valgus’un belirtileri genellikle bunyon odaklıdır. MP eklem üzeri ağrılı ve deformitenin derecesine göre şiştir. Aralıklarla kızarıklık da oluşabilir. Deformitenin derecesi arttıkça estetik problem haline gelmeye başlar. Zamanında önlem alınmaz veya tedavi edilmez ise başparmak ikinci parmağın altına kayabilir ve başparmağın üzerine çıkan ikinci parmağın sırtında sürekli ayakkabı basısına bağlı ciddi nasırlar oluşabilir. Biyomekaniği tamamen değişen ayak tabanında da nasırlar görülebilir.
HV hastaları tedaviden beklentilerini öncelikle rahat yürüyebilmek ve bunion üzerindeki acılarının geçmesi, ardından da günlük ayakkabıları rahat giyebilmek olarak dile getirirler.


Başlangıç döneminde uygulanan ayakkabı modifikasyonu en etkin koruma yöntemidir. Geniş taraklı, yumuşak derili, 2-3 cm’yi aşmayan topuklu ayakkabılarla deformitenin ilerlemesi çok büyük ölçüde engellenebilir. Bunyon yastıkçıkları, gece atelleri, tabanlıklar, parmak arası makaraları gibi ortezler deformiteyi asla düzeltemezler.
 Tüm konservatif yöntemler denenmesine karşın ağrı geçmiyorsa tedavi seçeneği cerrahi olmalıdır. Ağrı olmaksızın sırf estetik kaygılarla yapılan ameliyatların sonrasında hasta belki daha estetik fakat bu kez ağrılı bir ayağa sahip olabilir. Bu yüzden, ameliyat kararı verilmesinde en önemli etmen “ağrı” olmalıdır.
 Halluks Valgus ameliyatı dendiğinde tek bir ameliyat tipini düşünmek çok yanlış olur. Hallux Valgus tek bir deformite tipi veya tek bir hastalık olmadığından, her Halluks Valgus’a da aynı ameliyat yapılamaz. Literatürde bugüne dek Hallux Valgus için tarif edilmiş 150’nin üzerinde ameliyat tekniği vardır. Hangisinin yapılacağına karar vermek ortopedik cerrahın işidir. Ortopedist, ayak muayenesini takiben hastanın ayakta basarken çekilen radyografisini inceleyip gerekli ölçümleri grafi üzerinde yaptıktan sonra yapacağı ameliyata karar verir. Ayakta dururken çekilmemiş ayak grafilerinin değerlendirmede hiçbir faydası yoktur.
 

Soru ve Görüş Paylaş